Kamil Kopuz

Kamil Kopuz

17 Nisan 2024 Çarşamba

TAM BAĞIMSIZLIK

TAM BAĞIMSIZLIK
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türkiye Devleti’nin bağımsızlığı kutsaldır.
O sonsuza kadar güvenlikte olmalı ve korunmalıdır.
M.K. Atatürk
Tam bağımsızlık kavramı Atatürk ile milletimizin benliğine aşılanmaya başlamıştır. Emperyalizme ( 7düvele ) karşı milletimizin Kuvay-i Milliye ruhu ile verdiği “ Kurtuluş Savaşı ) sonrasında kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş felsefefinde işlenen “ laiklik, devrimcilik, cumhuriyetcilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, bilim, ahlâk, ulusal egemenlik ve tam bağımsızlık “ ilkeleri milletimizin olmazsa olmazları olarak kabül edilmiştir ve asla bu ilkelerden vazgeçmek düşünülmemiş, milletimizin ekonomik, siyasal, hukusal alanlarda gelişmesi için çok büyük çalışmalar yapılarak Türk devleti’nin uluslararası saygınlığa kavuşması sağlanmıştır.
Bağımsızlık ailelerin çocuklarını hayata hazırlamaları sürecinde “ tutumlarını, girişimlerini, davranışlarını herhangi bir gücün etkisinde kalmadan düzenleyebilmelerini, özgür, özerk, hür ve ekonomik özgürlüklerini kazanmaları gerektiğini öğretmeleri ve çocuklarına verecekleri güzel ahlâk, sorumluluklarını yerine getirmede uygulayackları ilkeleri, sosyal yaşamlarında her zaman nezaket, zerafet, edep, sosyal sorumluluk anlayışı aşılanmalıdır. Bu anlayışla büyütülen çocuklar özgür ve bağımsız olacakları için iş yaşamlarında yalan bilmezler, yolsuzluk yapmazlar, kendilerine verilen görev alanları içinde liyakatlarına uygun görevlerini yaparlar, karşılarında ki insana tepeden bakmazlar ve onların kitabında ahlâksizlik, saygısızlık yoktur toplum içinde hadlerini bilerek yaşamaya çalışırlar ve kimsenin hakkına, hukukuna tenezzül etmez onurlu bireyler olarak yaşamlarını sürdürürler..
Eğitimini tamamlayıp iş yaşamına atıldıklarında aileden aldıkları bilgileri ve eğitimleri ile devletin kurumlarında çalışmaya başladıkları zaman bu ilkeler doğrultusunda yöneticiler oldukları zaman başarı oranları çok çok yüksek olacaktır..
Bireylerden oluşan devlet kurumları da bu ilkeler doğrultusunda yönetildiklerinde halkın devletine, devletin de halkına güveni oluşur ve bu güven sayesinde ekonomik ve sosyal yaşamda bireyler sağlıklı ve mutlu yaşarlar.
Atatürk “Egemenlik kayıtsız şartşız milletindir “ sözü ile siyasetten, hukuka, adaletten, kültüre, ekonomiye velhasil her alanda tam bağımsızlık olmalıdır. Bir düşüncenin, bir yaşam tarzının, hatta bir inancın millete dayatılması asla kabul edilemez. Toplumu meydana getiren bireyler özgür olmalı, düşüncelerini açıkça beyan edebilmeli, sorgulayabilmeli, birilerinin etkisi ile yaşamlarını düzenlememelidirler..
Nasıl bireysel özgürlük sınırsız değilse, milletin de bağımsızlığı da sınırsız değildir. Devletler de bağımsızlıklarını başka devletlere milletlere zarar verecek şekilde kullanamaz..
Prof. Dr. Cihan DURA ne güzel özetlemiş;
“ Bir birey düşünün ki ihtiyaçlarını kendisi belirleyemez, başkası belirler. Neyi yiyeceğine, neyi giyeceğine, nerede barınacağına başka biri karar verir. Yapabildiği tek şey, kendisine dayatılan kararları uygulamaktan ibarettir. Sosyal ilişkileri, arkadaşlık kurması, evlenmesi, çoluk çocuk sahibi olması; başka birinin, örneğin efendisinin iznine bağlıdır. Nerede, hangi işte, nasıl çalışacağına da efendisi karar verir. Eğer bir insan bu koşullar altında yaşıyorsa, o insan “bağımsız” olmayan biridir, yani “özgür” değildir, olsa olsa bir köledir. Böyle bir insan aşağılanmaya, her türlü istismara ve haksızlığa açıktır. Kimseden saygı görmez; şereften, onurdan yoksundur.
İşte bağımsız olmayan bir millet de tıpkı bu insan gibidir: Özgür değildir, bir “köle-millet”tir! Kullanılır, sömürülür, aşağılanır “.
Sözlerimi Nazım Hikmet’in bu güzel şiiri ile bitiriyorum;
MMLEKETİMİ SEVİYORUM
Memleketimi seviyorum:
Çınarlarında kolan vurdum, hapishanelerinde yattım.
Hiç bir şey gidermez iç sıkıntımı, memleketimin şarkıları ve tütünü gibi.
Memleketim:
Bedrettin, Sinan, Yunus Emre ve Sakarya, kurşun kubbeler ve fabrika bacaları,
benim o kendi kendimden bile gizliyerek sarkık bıyıkları altından gülen halkımın eseridir..
Saygılarımla
Kamil KOPUZ

Drunen