0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Toplumlar ve bireyler, tarih boyunca güçlü dayanak noktalarına ihtiyaç duymuştur. Bir toplumun ortak hafızasında yer alan tarihi liderler ve kahramanlar, kuşaklar boyunca birer rol model olarak değer görmüş, bireyler ise bu liderlerin yanı sıra kendi çevrelerinden etkilenmiştir. Ancak bu rol modellerin içeriği, toplumların kültürel ve ekonomik değişimlerine bağlı olarak farklılaşmıştır.

Geçmişte, destanlar ve mitler, bireylere idealize edilmiş kahramanlar sunardı. Dede Korkut’un bilge hikayeleri, Gılgameş’in ölümsüzlük arayışı ya da Hayber Kalesi önündeki Hz. Ali’nin cesareti, insanlar için ilham kaynağıydı. Bu kahramanlar, yalnızca fiziksel güçleriyle değil, aynı zamanda fedakarlıkları, bilgelikleri ve değerleriyle de birer örnek teşkil ediyordu. Oysa günümüzde, bu tür hayal kahramanlarının yerini, daha çok tüketim kültürünün şekillendirdiği figürler aldı.

Artık kahramanlarımız, oyuncak mağazalarının raflarında, Amerikan sinemasının dijital dünyasında ya da reklamlarda kolayca erişebileceğimiz birer ürün haline geldi. Birkaç jenerasyon önce çocuklar, kitapların ve sözlü anlatıların büyülü dünyasında hayal kurarken, günümüz çocukları bu dünyayı daha çok bir alışveriş deneyimine indirgiyor. Kahramanlar, ulaşılması zor bir hayalden, parayla satın alınabilir bir ürüne dönüştü.

Bu dönüşüm, hayal dünyamızın zenginliğini nasıl etkiliyor? Tüketim odaklı kahramanlar, bireylerin hayal gücünü geliştirmek yerine sınırlıyor olabilir mi? Satın alınabilen kahramanlar, kişinin içsel dünyasında kendi yolunu bulmasını zorlaştırabilir. Çünkü hayal gücü, imkansızı mümkün kılma çabasıyla gelişir. Tüketim kültürü, kahramanları bir meta haline getirerek onları erişilebilir kılarken, aynı zamanda içsel anlamlarından da soyutluyor.

Bu noktada, bireylerin ve toplumların rol modellerine yeniden bir dönüş yapması gerekliliği ortaya çıkıyor. Özellikle çocuklar için, tüketim kültürünün dayattığı figürlerden ziyade, kültürel ve tarihsel zenginliklerden beslenen kahramanlar sunmak önemli. Kendi toplumumuzun değerlerinden beslenen, ahlaki, manevi ve entelektüel özellikleriyle ilham veren figürler, gelecek nesillerin hayal dünyasını zenginleştirebilir.

Tarihsel kahramanlar ve kültürel değerler, yalnızca geçmişin bir parçası değildir. Onlar, günümüzün ve geleceğin de rehberleridir. Bu nedenle, satın alınabilen değil, erişilemeyen; tüketilen değil, düşünülen kahramanlara ihtiyacımız var. Unutulmamalıdır ki hayal dünyasının zenginliği, bir toplumun ve bireyin gerçek zenginliğinin temelidir.