Bu köşede yazmanın hikayesi, Güncelhaber’in Genel Yayın Yönetmeni Mahmut Eröztürk’ün üç hafta önce yaptığı, formatı anlattığı ve benden haftalık bir köşe yazmamı istediği konuşmayla başladı. Haftada bir yazıyı yetiştirip yetiştiremeyeceğim konusunda endişelerimi dile getirdim; fakat Mahmut’un cesaretlendirmesiyle kabul ettim. İki hafta sonra, artık köşeye bir isim bulmamız gerektiğini söyledi. Bizi de aldı bir düşünce. Birçok isim aklımızdan geçti; çeşitli seçenekler üzerinde düşündükten sonra bu köşeye “Çınarın Gölgesi” ismini vermeye karar verdik.
İsmin Hikayesi
Ben insanlık ve uygarlık tarihini devasa bir çınar ağacına benzetiyorum. Bu ulu çınarın gölgesinde koca bir tarih akmış ve akmaya devam ediyor.
Bu çınarın altından, Büyük İskender’in, “Cesaret korkunun olmaması değil, korkuya rağmen harekete geçmektir” sözüyle ifade ettiği kararlılık; Napoleon Bonaparte’ın, “İmkansız bir kelime değildir; sadece küçük insanların kelime dağarcığında vardır” diyerek iradeyi öne çıkardığı düşüncesi; Hannibal Barca’nın, “Ya bir yol bulurum ya da bir yol açarım” diyerek kararlılığı simgelediği azmi geçmiş.
Yine bu ulu çınarın altından, Sokrates’in “Sorgulanmamış bir hayat, yaşamaya değmez” diyerek sorgulayıcı düşünceye vurgu yaptığı; Aristoteles’in, “Erdem, alışkanlık haline getirilmiş iyi bir davranış biçimidir” diyerek erdemi merkeze aldığı görüşleri geçmiş.
Descartes da bu çınarın gölgesinden, “Düşünüyorum, öyleyse varım” diyerek insanın varoluşunun en temel boyutunu ifade etmiştir. Ona göre, düşünen bir varlık olarak insan, evrenin karmaşıklığı içinde bile kendi varlığını anlamlandırabilir. Descartes’in bu felsefi çıkışı, insanı, kendi varlığını sorgulayıp anlamaya davet eden güçlü bir çağrı olarak çınarın dallarına asılmıştır.
Dante Alighieri, İlahi Komedya’da, “Yolun ortasında bir karanlık ormanda buldum kendimi, çünkü doğru yolu yitirmiştim” diyerek insanın içsel yolculuğunu anlatırken; Mevlana, Mesnevi’de, “Gel, gel, ne olursan ol yine gel, ister kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel” dizeleriyle insanları hoşgörüye ve sevgiye davet etmiştir.
Bu çınarın altından, Nazım Hikmet, “Dörtnala gelip uzak Asya’dan / Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim” diyerek Anadolu’yu ve bağımsızlık mücadelesini anlatmış; bu dizelere ilham olan sarışın kurt, Mustafa Kemal Atatürk, memleketin ve özgürlüğün simgesi olarak geçmiştir.
Bu çınarın gölgesinden seslenirken, tarihe iz bırakmış tüm bu büyük düşünürlerden, ozanlardan ve kahramanlardan ilham alarak geçmişin izlerini, günümüz olaylarıyla birleştirmeye çalışacağım. Her hafta, bu köşede insanlık çınarının dallarında bir yolculuğa çıkacağız; köklerimizden güç alarak, geleceğe dair düşüncelerimizi paylaşacağız.
Önümüzdeki hafta görüşmek üzere…
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
GENEL
10 Aralık 2024GENEL
10 Aralık 2024GENEL
10 Aralık 2024GENEL
10 Aralık 2024GENEL
10 Aralık 2024GENEL
10 Aralık 2024GENEL
10 Aralık 2024