0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Her 1 Ocak’ta gazetelerde okuduğumuz yaralanan çocuk haberleri, aklımıza Türkiye’de Kurban Bayramı’nda kaçan danaları ve acemi kasapları getirir. Kaçan danaların mücadelesi bazen bir tebessüm yaratır ama yılbaşı haberlerinde aynı duyguyu hissetmek mümkün değil. Daha da düşündürücü olan, bu olaylardan ders alınmamasıdır.

Her toplum, kendi kültürüne göre eğlenir. Ancak bu eğlence biçimleri, toplumların tüketim alışkanlıklarını ve kaynaklara yaklaşımını da açıkça ortaya koyar. Eğlence ve tüketim kültürü, yaşadığımız toplumun aynası gibidir. Bizler, her şeyin en iyisini, en kalitelisini tüketmek isterken doğanın kaynaklarını hoyratça kullanmaya devam ediyoruz. Bunun sonucu ise yalnızca israf değil, aynı zamanda yoksulluğun ve açlığın daha da derinleşmesi.

Rakamlar yürek burkuyor. Hollanda’da geçtiğimiz yılbaşı kutlamalarında havai fişekler için harcanan resmi tutar 118 milyon Euro. Bunun illegal yollardan temin edilen kısmını da eklersek rakam iki katına çıkıyor. Sadece bir gecede harcanan bu miktarla dünyadaki yoksulluk ve çaresizlik karşısında neler yapılabileceğini düşünmekten kendimizi alamıyoruz.

Ama faturayı sadece yılbaşında eğlenmek isteyen insanlara çıkarmak da adil olmaz. Şirketlerin ve devletlerin israf politikalarını göz önüne aldığımızda tablo daha da çarpıcı hale geliyor. Milyarlarca dolarlık gereksiz projeler, lüks harcamalar ve kaynakların yanlış kullanımı, sadece bireylerin değil, sistemin de sorumlu olduğunu gösteriyor.

Bu durum bizi şu soruya getiriyor: Yönetenlerin zihniyeti değişmeden bu sorunları çözmek mümkün mü? Eğer bu mümkün değilse, insanlık için tek bir seçenek kalıyor: Yönetenleri değiştirmek. Ancak bu değişimin gerçekleşmesi için bireylerin hem bilinçlenmesi hem de tüketim ve eğlence alışkanlıklarını sorgulaması gerekiyor.

Her 1 Ocak’ta yaşananlar, bize sadece eğlence kültürümüzü değil, aynı zamanda insanlık olarak nerede durduğumuzu da gösteriyor. İsrafın ve adaletsizliğin olmadığı bir dünya mümkün, ama bu dünyanın kapısını aralamak için önce zihniyetlerimizi değiştirmeliyiz.