0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Hollanda’da kabinedeki ayrımcılık ve ırkçılık iddiaları, son dönemde siyasetin en sıcak başlıklarından biri haline geldi. Yardımlar ve Gümrükten Sorumlu Devlet Bakanı Nora Achahbar’ın istifasıyla alevlenen tartışmalarda, Başbakan Dick Schoof’un hükümet toplantılarında geçen söylemlere açıklık getirmesi gerektiği vurgulanıyor. Özellikle Ayrımcılık ve Irkçılıkla Mücadele Koordinatörü Rabin Baldewsingh’in çağrısı, hükümetin şeffaflık konusundaki tutumunu yeniden gündeme taşıdı.

Kabine Toplantılarındaki Irkçı Söylemler İddiası

Bakan Achahbar, Ajax-Maccabi Tel Aviv maçı sonrası düzenlenen kabine toplantılarında “ırkçı ifadeler” kullanıldığı iddiaları üzerine istifa etti. Bu gelişme, hükümet içinde ayrımcılık ve ırkçılık iddialarını gün yüzüne çıkardı. Baldewsingh, Başbakan Schoof’un tutanakları kamuoyuna açıklayarak bu iddialara açıklık getirmesi gerektiğini belirterek, “Eğer gerçekten bir sorun yoksa bunu kanıtlamalı. Aksi halde toplumdaki güven duygusu daha fazla zedelenecek” dedi.

Güvenilirlik Sınavı

Baldewsingh, Başbakan’ın “Hükümette ırkçılık yok” açıklamasını tekrar tekrar yapmasının, sorunların üzerinin kapatılmaya çalışıldığına dair şüpheleri artırdığını ifade etti. Toplantı tutanaklarının açıklanmaması durumunda Schoof’un lider olarak güvenilirliğini kaybedeceğini savunan Baldewsingh, “Şeffaflık sağlanmazsa, toplumda bölünme ve kaos derinleşir” şeklinde konuştu.

Hollanda’da İslamofobi ve Ayrımcılık

Ayrımcılıkla Mücadele Ulusal Koordinatörü Baldewsingh, Hollanda’da özellikle Müslümanlara yönelik ayrımcılık ve nefret söylemlerinin arttığına dikkat çekti. Avrupa Birliği’nin raporlarına atıfta bulunan Baldewsingh, Hollandalı Müslümanların yüzde 55’inin ayrımcılığa uğradığını, bu oranların daha da artabileceğini belirtti. Baldewsingh’e göre, İslamofobi artık yalnızca toplumda değil, siyasette ve kurumsal yapılarda da kökleşmiş durumda.

“Toplumu Birleştirici Adımlar Atılmalı”

Baldewsingh, Hollanda’nın yaklaşık 1 milyon Müslüman kökenli vatandaşı barındırdığını vurgulayarak, hükümetin toplumu bir araya getiren politikalar üretmek yerine bölücü bir söylem benimsediğini belirtti. “Hollanda gibi küçük bir ülkede bu tür ayrımcı politikaların devam etmesi, nefret ve kutuplaşmayı derinleştirir” diyen Baldewsingh, bu durumun yalnızca Müslümanları değil, tüm toplumu tehdit ettiğini söyledi.

“Harekete Geçilmeli”

Baldewsingh, sadece hükümetin değil, tüm siyasi partilerin ayrımcılık ve nefret söylemlerine karşı bir duruş sergilemesi gerektiğini savundu. “Geçmişte bu tür nefret söylemlerinin nelere yol açtığını gördük. Daha fazla zarar oluşmadan harekete geçilmeli” dedi.

Bu tartışmalar, Hollanda’da ayrımcılık ve ırkçılık karşıtı politikaların ne kadar etkili olduğunun sorgulanmasına yol açtı. Başbakan Schoof’un alacağı kararlar, toplumdaki bölünmeyi azaltma veya derinleştirme konusunda kritik bir rol oynayabilir.

Foto: Ulus