“Dünyadakiler, mezardakilerin pişman oldukları hırslar, ihtiraslar ve anlamsız çekişmeler için birbirlerini yok ederken, asıl kaybedilenin hayatın kendisi olduğunu fark edemezler. Hayat, barış ve anlayış içinde yaşanacak kadar kısa, fakat kin ve nefretle harcanacak kadar uzun değildir.”
Dr. Mahmut Akyıldız (Değerli kalp cerrahı hocamın bu ön sözü ile yazıma başlamak istedim.)
Yine onun ifadesiyle: “Hayat bir hazinedir ve sen düşündüğünden çok daha fazlasısın…”
Yüce Tanrı, biz insanlara bu dünyayı sunarak aslında bize şu mesajı veriyor: Yaşamın tadını çıkarmamızı, doğanın bize sunduğu nimetlerden faydalanmamızı ve insanca yaşayarak merhametli olmayı, yardımlaşmayı, paylaşmayı, güzel düşünmeyi, onurumuzu koruyarak ve kısa ömrümüzü sevgiyle, aşkla yaşamamızı istiyor.
Konuştuğumuzda kelimelerin en güzelini seçmemizi, insanlara en güzel cümlelerle hitap etmemizi istiyor. Kendimizi asla ön plana çıkarmadan, büyüklük taslamadan her daim mütevazı ve vakur bir şekilde insanları dinlememizi, her insanın düşüncesine saygıyla yaklaşmamızı öğütlüyor. Düşüncenin, Yüce Allah’ın bizlere bir armağanı olduğunun bilinciyle, insanlara saygıyla yaklaşmamızı istiyor.
Yaşamın aslında çok kısa olduğunu, zamanı iyi kullananların dünya yaşamında mutlu ve huzurlu olmalarının sebebinin, yaşamlarından nefreti, kini, ihtirası, büyüklük taslamayı ve kötü söz söylemeyi çıkarmalarından kaynaklandığını unutmamalıyız. İnsan, öncelikle kendini sevmeli, kendisine saygı duymalı ve dost olmayı başarmalıdır ki huzurlu ve mutlu bir yaşamı olsun. Kendine istemediğin bir şeyi asla başkalarına yapma ki sevilen, saygı duyulan ve her zaman minnetle anılan biri olasın. Yaptıklarını asla başa kakma, insanların yüzüne vurma. “Hep ben yaptım, ben ettim, ben düşündüm, ben karar verdim; benim iradem önemli, başkasının düşüncesi beni ilgilendirmez” gibi gayri insani davranışlar sergilersen, o zaman narsist bir android cihaza dönüşürsün. Sana kimse saygı ve sevgi duymaz, lanetle anılan bir varlık olarak yaşamına devam eder, ne insanların ne de Yüce Yaradan’ın dikkate aldığı bir canlı olursun.
Kısa ömrümüzde sevgiyi, saygıyı, merhameti, vicdanı, kul hakkı yememeyi, güvenilir bir insan olmayı, yaratılanları korumayı, özgürlüğün sınırlarının bilincinde olmayı, yaşadığı ve ait olduğu topluma yararlı bir insan olmayı, adaletli davranmayı öncelik haline getirmeliyiz. Tüm bunları beceremiyorsak, o zaman kendimize “Neden yaratıldık?” sorusunu sormalıyız.
Yüce Tanrı bizi boşuna mı yarattı? Ne diyor biz insanlara?
“Emin olabileceğin tek şey, burada olduğun ve yaşadığındır. Bu dünya harikalarla doludur. Çevrene baktığında beni görecek ve hissedeceksin… Neden daha fazla mucizeye ihtiyacın var ki? Beni dışarıda ararsan bulamazsın. Beni sadece kendi içinde bulursun…” (Spinoza)
İşte ben doğrudan Tanrı’ya bağlıyım.
Saygılarımla ve dostça selamlarımla,
Kamil Kopuz
kkopuz53@gmail.com
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
GENEL
15 Eylül 2024GENEL
15 Eylül 2024GENEL
15 Eylül 2024GENEL
15 Eylül 2024GENEL
15 Eylül 2024GENEL
15 Eylül 2024GENEL
15 Eylül 2024