Günümüz toplumunda, özellikle gençler arasında “kolaycılık” ve “uyanıklık” gibi değerler yüceltilirken emeğin kutsallığı ne yazık ki giderek hor görülüyor. Özellikle Neo-liberalizmin kültürel egemenlik kurmaya başladığı yıllardan itibaren, “nasıl olursa olsun kazan” anlayışı toplumun birçok kesiminde yaygın bir davranış biçimine dönüştü. Dönemin en çarpıcı ifadelerinden biri olan “Benim memurum işini bilir,” belki de bu bakış açısının köklerini en net şekilde özetliyordu. Maalesef, “emek harcamadan kazanma” kültürü, özverinin ve çalışmanın yerini aldı.
Bu hastalık sadece bireysel ahlakı değil, toplumsal değerleri de esir almış durumda. Bugün, etik ve değer gibi kavramlara burun kıvrılıp, “Ne yaparsan yap ama kazan” mantığıyla hareket edenler çoğaldı. Ancak tehlikeli olan sadece bu zihniyetin bireysel hayatlara sirayet etmesi değil; aynı zamanda, ulusal değerlerimiz ve Atatürkçü düşünce gibi mücadele odaklı değer sistemlerine de yavaş yavaş işlemesi. Toplumun bir kesimi, karşılaştıkları her zorlukta “Yeniden bir Mustafa Kemal gelir mi?” sorusunu dillendirirken, Mustafa Kemal’i sadece simgesel bir figür, ulaşılması beklenen bir kurtarıcı gibi görmekte. Bu kolaycı bakış açısı, sorumluluk almaktan, mücadeleden kaçmanın en acı örneklerinden biridir.
Peki, gerçekten de yeniden bir Mustafa Kemal’e ihtiyaç var mı? Yoksa Mustafa Kemal’i doğru anlamak, onun bıraktığı mirasın bilincine varmak mı gerekiyor? Gerçek Atatürkçüler, ülkenin dertlerini dert edinir, çözüm arar ve gerektiğinde meydan okur. Onlar, cumhuriyetin sadece bir yönetim şekli olmadığını; aynı zamanda özgürlük, emek, adalet ve bilime adanmış bir ideal olduğunu bilirler. Bu mücadele sadece bir neslin değil, tarih boyunca devam edecek olan bir ruhun mücadelesidir.
Mustafa Kemal’i Samsun’da limana yanaşan bir kurtarıcı olarak beklemek ile toplumdaki sorunlara sırt dönüp kolay yoldan başarı arayışına girmek arasında, aslında hiçbir fark yok. Beklemek, sorumluluk almamak, yarını bugünden daha iyi yapma mücadelesinden uzak kalmaktır. Oysa bizlere düşen görev, Mustafa Kemal’in bağımsızlık ve devrim ruhunu yaşatmak, ülkenin sorunlarına göğüs germektir.
Bugün Mustafa Kemal’i arıyorsak, onu sokaklarda, limanlarda, simgelerde değil; cumhuriyet ve vatan için fedakârlık yapanların yüreklerinde ve bilinçlerinde aramalıyız. Onu yüreklerinde taşıyanlar, onu yeniden canlandırmaya çalışmak yerine, sahip oldukları değerlere sahip çıkıp, emekle, özveriyle kendi mücadelelerini vererek en büyük Mustafa Kemal’i zaten içlerinde taşırlar. Öyleyse bugün hepimiz soralım: Mustafa Kemal’i yeniden beklemek mi, yoksa onun izinde yürümek mi?
Her günümüzü bu sorunun bilinciyle yaşamak dileğiyle…
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
GENEL
14 Ocak 2025GENEL
14 Ocak 2025GENEL
14 Ocak 2025GENEL
14 Ocak 2025GENEL
14 Ocak 2025GENEL
14 Ocak 2025GENEL
14 Ocak 2025