1

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Bazı ezgiler vardır, duyduğunuz anda sizi geçmişin sıcak bir anısına taşır. Özay Gönlüm’ün türküleri işte böyle bir etkiye sahiptir. Saçlarına ve sakallarına zamanın aklarını düşürenler, onun berrak Ege şivesiyle harmanladığı türküleri TRT ekranlarında izleyen nesillerdir. O türküler ki, hem bir kültür mirasıdır hem de köy odalarının samimi sohbetlerine açılan bir kapı.

Özay Gönlüm, yalnızca bir sanatçı değil; aynı zamanda bir kültür taşıyıcısıdır. “Yaren” adını verdiği üç saplı bağlamasıyla, Ege’nin derinliklerinden gelen türküleri kendi üslubuyla icra ederken bir dönemi de ete kemiğe büründürmüştür. Anlattığı hikayeler, söylediği türküler ve o eşsiz yorumuyla, dinleyicisine tarihin bir parçası olduğunu hissettirir.

Geçtiğimiz günlerde bu eşsiz miras, yeni bir yorumla hayat buldu. Grup Makas, “Sobalarında Kuru da Meşe   Yanıyor“türküsüne çektikleri kliple Ege’nin sıcaklığını yeniden hissettirdi. Klipte Efe’yi canlandıran Süleyman Tırçiçek’in performansı ise izleyenleri adeta büyüledi. Tırçiçek’in efe duruşu, o dönemin ruhunu yalnızca bir görüntü değil, bir hissiyat olarak da ekrana taşıdı.

Türküler, yalnızca bir melodi değildir. Onlar, bir toplumun tarihini, kültürünü ve duygularını taşır. Özay Gönlüm, bu mirası günümüze taşıyan önemli isimlerden biridir. Grup Makas ve Süleyman Tırçiçek ise bu mirası yeniden yorumlayarak günümüz izleyicisine ulaştırıyor. Türkünün yeni düzenlemesi, Süleyman Efemizin kattığı görsel zenginlikle birleşince, ortaya bir sanat şöleni çıkıyor.

Bu noktada, Cengiz Aytmatov’un meşhur sözü akla geliyor: “Hayatta her duyguyu ifade edecek bir kelime yoktur, buna gerek de yoktur.” Türküler tam da bu boşluğu doldurur. Kelimelerin yetmediği yerde bir ezgi, bir hikaye veya bir efe duruşu tüm duyguları anlatır.

Özay Gönlüm’ü anarken ve onun türkülerini yeniden hatırlarken, aslında bir kültürün taşıyıcısı olan herkesi de yad etmiş oluyoruz. Ege’nin sıcak türkülerinde hem geçmişi hatırlıyor hem de geleceğe bir miras bırakıyoruz. Çünkü türkülerin dili evrenseldir, ama kökleri her zaman toprağımızdadır.

Bu hafta, özlediğimiz türkülerle, köklerimizle yeniden buluşalım. Ege’nin zeybek havasında hem geçmişimizi hem de geleceğimizi hissetmek mümkün.

Yeter ki yarenin sesi, kalbimize ulaşsın.