10 Ekim 2024 Perşembe
Hollanda hükümeti, devlet harcamalarını azaltma hedefi doğrultusunda, UWV (İşsizlik Sigortası Kurumu) ve DUO (Eğitim Kredileri Kurumu) gibi kritik kurumların bütçelerinde de kesintiye gitmeye hazırlanıyor. Koalisyon partileri, bu tür uygulama kurumlarının korunacağını taahhüt etse de, birçok bakanlık bu kuruluşların bütçelerinden de tasarruf etmeyi planlıyor.
Son dört yılda devlet memur sayısının %22 artması üzerine, siyasi partiler bu büyümeyi tersine çevirmek istiyor. 2024’te 240 milyon euro, ilerleyen yıllarda ise 1 milyar euroya varan kesintiler öngörülüyor. Yetkililer, bu hedefe basitleştirilmiş mevzuat ve daha verimli çalışma modelleri ile ulaşmayı planlıyor. Ancak uzmanlar, geçmiş deneyimlere dayanarak bu kesintilerin hizmet kalitesinde ciddi sorunlar yaratabileceği uyarısında bulunuyor.
Bakanlıklar, mevcut personel sayısını azaltarak ve harcamaları kısarak bu kesintileri hayata geçirmeyi hedefliyor.
Hollanda Ülkücü Türk Der ekleri Federasyonu Kurucu Genel Başkanı Hikmet Yıldızeli, Hollanda Türk Federasyonu tarafından Amsterdam Mescid-i Aksa Teşkilatında düzenlenen bir programla anıldı.
Geçmiş dönem Türk Federasyon’un kurucu Başkanlarından Hikmet Hoca’nın birçok Türk kuruluşunun kurulmasına öncülük ettiği, yaptığı çeşitli konularda verdiği sohbetlerlerin yanısıra seminerlerle idealist gençlerin yetişmesine vesile olduğu hatırlatıldı. Ayrıca, verdiği hizmetler ve saygıdeğer kişiliğiyle hatırlanan merhum Hikmet Yıldızeli için düzenlenen anma törenine, Hollan Türk federasyon genel Başkanı Murat Gedik, federasyon’a bağlı teşkilat başkanları, yöneticileri ve hoca’yı hayatında sevenler katıldı.
Kısa bir selamlama konuşması yapan İbrahim Köroğlu, Hikmet Yıldızeli’nin gençlere anlatılmasının önemine değinerek: ”Hocamıza olan vefa burcumuzu ödemek ve onu rahmetle anmak için toplandık. Kurucu başkanımız hizmetleri ile gönüllülerimize derin izler bırakmış, fedakarlığı ve mücadelesiyle Hollanda Türklüğüne, bir nesle yol göstermiştir. Bugün onun bize miras bıraktığı değerleri yaşatmanın sorumluluğunu hissediyoruz. Asıl vefa sadece sözde değil yaşanan ve yaşatılan bir davadır bu davaya hizmet edenleri anmak, hatırlamak geleceğimize sahip çıkmaktır. Samimi şekilde davamıza hizmet eden merhum Hikmet başkandan ve rahmeti rahman’a kavuşan gönüldaşlarımızdan Allah razı olsun.’’ dedi.
Hollanda Türk Federasyon Genel Başkanı Murat Gedik ise günün anlam ve önemine dair yaptığı konuşmasında, Hikmet Başkan gibi federasyonumuza ve teşkilatlarımıza gönül vermiş dava arkadaşlarımızın sadece belirli günlerde anmak değil, her zaman anılması ve anlatılması gerektiğini ifade ederek, “Merhum Başkanımız, ülküdaşlık hukukunda önderdik yaparak adeta genel başkanlıktan ziyade bizlere hocalık yapmış olan değerli bir büyüğümüzdür. Bir insanın samimiyeti görevi bıraktıktan sonra başlar. Hikmet hocamın döneminde görev yapmış büyüklerinizin kimi ahirette göçtü, kimisi ise Türkiye’de yaşamaktadır. Hikmet Hoca’dan bir öğrendiğimiz bir konuda şuydu çok önemlidir benim için çünkü, zor süreçlerde hocamız hep yanımızda durmuştur. Teşkilatımıza, liderimize bağlılıktan, sadakattan uzak kalmamıştır.
Başta Hikmet Yıldızeli Hocamıza, kurucu genel başkanımıza Allah’tan rahmet diliyorum, mekanı cennet olsun. Emanetleri emanetimizdir. Biz bu doğrultuda çalışmalarımıza devam edeceğiz. Samimiyetimle diyorum ki, bugün Türk federasyonu var ise, Türk federasyonu teşkilatları var ise, bu teşkilatlarda Türkçe konuşuluyor ise büyüklerimizin vermiş olduğu mücadele ve emekleriyle olmuştur. Allah hepsinden razı olsun. Hocamızı her zaman sevgi ve saygıyla anmaya devam edeceğiz.” diyerek konuşmasını tamamladı.
Amsterdam Mescid-i Aksa Camisi’nde öğle namazı sonrasında düzenlenen program, Türk Federasyon’a bağlı hocaların tilavet ettiği Kur’an-ı Kerim ile başladı. Okunan mevlidin ardından başta merhum Hikmet Hoca’nın ruhu olmak üzere tüm şehitler için yapılan dua’nın ardından Mescid-i Aksa teşkilatı tararafından hazırlanan yemekler ikram edildi.
Rotterdam’daki göçmen gözaltı merkezi, aşırı kalabalık nedeniyle tüm hukuki süreçleri tamamlamış sığınmacıları giderek daha fazla reddetmek zorunda kalıyor. İltica ve Göç Bakanlığı, kapasite sorunları sebebiyle gözaltına alınma süreçlerine geçici olarak ara verildiğini doğruladı. Özellikle “güvenli bölgeliler” olarak adlandırılan, sığınma şansı çok düşük olan Cezayirli ve Faslı sığınmacılar, merkezdeki doluluğun başlıca sebepleri arasında yer alıyor.
Bir kaynağın aktardığına göre, suç işledikten sonra göçmenlik nedeniyle gözaltına alınması gereken pek çok belgesiz göçmen, yer sıkıntısı nedeniyle serbest bırakılmak zorunda kalıyor. Rotterdam’daki merkez, Hollanda’daki tek göçmen gözaltı merkezi olduğu için bu durum, göçmenler ve suçluların gözaltı süreçlerinde ciddi aksamalara neden oluyor.
Ayrıca, Hollanda genelinde cezaevleri de hem yer hem de personel sıkıntısı çekiyor. Geçtiğimiz ay, Rotterdam’daki bir bölüm, Hollandalı mahkumlara yer açmak için boşaltıldı. Bu duruma ilişkin bir yetkili, önceliğin Hollandalı suçlulara verilmesi gerektiğini belirtti.
Hollanda’daki gözaltı ve psikiyatri kurumlarında da benzer kapasite sorunları yaşanıyor. Geçtiğimiz hafta, TBS hastalarına yer açmak için psikiyatrik sorunu olan sığınmacıların bazı kliniklere kabulünün geçici olarak durdurulabileceği açıklanmıştı.
Rotterdam’daki gözaltı merkezi, göç ve iltica süreçlerinde yaşanan bu derin sorunların merkezinde yer alırken, gözaltı uygulamalarının geleceği belirsizliğini koruyor.
1960’lı yıllarda başlayan Türk işçi göçü, bugün Hollanda’da yaklaşık 400 bin kişilik güçlü bir Türk topluluğuna dönüştü. Hollanda’nın sanayi ve tarım sektörlerinde başlayan bu iş gücü yolculuğu, aradan geçen on yıllar içerisinde Türk toplumunun eğitim, kültür ve siyaset gibi birçok alanda kök salmasıyla farklı bir boyut kazandı. Hollanda’daki Türkler, bir yandan kendi kültürel kimliklerini yaşatırken, diğer yandan Hollanda’nın toplumsal yapısına entegre olma mücadelesi veriyor.
Eğitim ve İş Hayatında Türk Toplumu
Bugün Hollanda’da yaşayan Türk kökenli vatandaşların önemli bir kısmı, ikinci ve üçüncü kuşaklardan oluşuyor. İlk göçmenlerin işçi olarak geldiği bu ülkede, genç nesil daha çok eğitim ve hizmet sektöründe yer alıyor. Yükseköğretim oranı artan genç Türkler, doktor, avukat, mühendis ve akademisyen gibi mesleklerde başarılı kariyerler inşa ediyorlar. Ancak buna rağmen, bazı gruplar arasında eğitimde ve iş hayatında fırsat eşitsizliği hala bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Kültürel Kimlik ve Entegrasyon
Hollanda’da yaşayan Türkler, kültürel kimliklerini koruma konusunda son derece hassas. Camiler, dernekler ve Türk okulları aracılığıyla kültürlerini yeni nesillere aktaran Türk toplumu, aynı zamanda Hollanda toplumuna da entegre olma çabası içinde. Türk kökenli birçok birey, yerel siyasetten iş dünyasına kadar birçok alanda aktif roller üstleniyor. Hollanda Parlamentosu’nda görev yapan Türk kökenli milletvekilleri, bu entegrasyonun en önemli göstergelerinden biri.
Ayrımcılık ve Zorluklar Devam Ediyor
Her ne kadar entegrasyon sürecinde ciddi ilerlemeler kaydedilmiş olsa da, Hollanda’daki Türk toplumu çeşitli zorluklarla karşılaşmaya devam ediyor. Özellikle genç nesiller arasında işsizlik, eğitimde fırsat eşitsizliği ve ayrımcılık gibi sorunlar gündemde. Ayrıca, son yıllarda yükselen İslamofobi ve göçmen karşıtı söylemler, Türk kökenli vatandaşlar üzerinde baskı yaratıyor. Bu duruma karşı çeşitli sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimler, entegrasyonu destekleyici projelerle çözüm arayışında.
Hollanda ve Türkiye Arasındaki İlişkilerde Diaspora Faktörü
Hollanda’da yaşayan Türkler, Türkiye ile Hollanda arasındaki ilişkilerde de önemli bir role sahip. Türkiye’deki seçimlere yoğun katılım gösteren diaspora, hem iki ülke arasındaki siyasi ilişkileri hem de kültürel bağları güçlendiriyor. Bunun yanı sıra, Hollanda’daki Türk girişimciler ve iş insanları, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişmesinde de etkili oluyor.
Sonuç
Hollanda’da yarım asırdan uzun bir süredir varlığını sürdüren Türk toplumu, bu süreçte önemli bir değişim ve gelişim gösterdi. Zaman zaman zorluklarla karşılaşsalar da, Hollanda’daki Türkler hem kendi kültürel kimliklerini yaşatarak hem de bulundukları topluma katkıda bulunarak güçlü bir diaspora topluluğu oluşturmayı başardılar.