Merkezi Hollanda’nın Den Bosch şehrinde bulunan Edelstaal Group İnternational Simtronic şirketinin salonunda gerçekleştirilen toplantıya DTİK Hollanda Türk Exportlar toplantısına T.C. Lahey Büyükelçisi Selçuk Ünal, T.C. Rotterdam Başkonsolosu Sevgi Kısacık, muavin Konsolos Bilal Köse, T.C. Lahey Büyükelçilik ticaret müşavir yardımcısı Aşkın Pekel, Türkiye’den Hollanda’ya yeni gelen ( Expatlar) akademisyenler, üniversitede okuyanlar, üniversiteyi bitirmiş olanlar, Hollanda’daki akademisyenler, üniversite bitirenler ve üniversitelere devam edenler, işverenler, sivil toplum kuruluşları, politikacılar katıldılar.
Toplantının moderatörlüğünü yapan Edelstaal Group İnternational CEO’su Ertan Torunoğulları açılış konuşmasında, “Bu akşam şirketimizde yapılan toplantımızda DTİK Avrupa Temsilciler Kurulu başkanı Turgut Torunoğulları’nın girişimleriyle bu toplantıyı yapmayı öngördük. Toplanmaktaki sebebimiz Türkiye’den gelen üniversiteliler, Hollanda’daki üniversiteliler, işverenler, sivil toplum kuruluşları birlikte projeler yaparak Hollanda ve Türkiye ekonomisine katkılarda bulunmak, şirketlerimizi büyütmek ve sorunlarımızı çözmek için DEİK / DTİK üyeliğinin ne kadar yararlı olabileceğini görüşmek için buradayız. İlk sözü DTİK Avrupa Temsilciler Kurulu Başkanı Turgut Torunoğullarına veriyorum” dedi.
DTİK Avrupa Temsilciler Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları, “Sayın katılımcılar, öncelikle hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Türkiye’den Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak beyfendiden sizlere saygılar, sevgiler ve selamlar getirdim. Bugün burada, Hollanda’daki mukim profesyonel genç topluluğuyla bir araya gelmekten büyük memnuniyet duyuyorum. Toplantının, Türk ve Hollanda İş Dünyasının ve Türk diasporasınn etki alanının güçlendirilmesine yönelik yol haritasını oluşturulması açısından önemli bir adım olduğuna inanıyorum. Diaspora olmak, köklerimizden uzakta yaşamak demektir; ancak bu durum aynı zamanda bir arada durmanın, birbirimize destek olmanın ve tüm farklılıklarımıza rağmen birarada bulunarak ortak hedeflere ulaşmak için güç birliği yapmanın bir fırsatıdır. Bizler, farklı coğrafyalarda ve kültürlerde bulunan, bu coğrafya ve kültürleri saygıyla özümsemiş ama aynı zamanda kimliğimizi ve değerlerini koruyan profesyoneller olarak dünya çapında büyük bir aile oluşturuyoruz. Küreselleşen dünyada artık hepimiz dünya vatandaşıyız. Artık sınırlar silikleşti, iş yapış tarzları ve düşünce yapıları benzeşti. Artık hepimiz farklı kültürlere hızlı bir şekilde adapte olabiliyoruz. Fakat dünya küreselleşirken aslında globalleşme dediğimiz yere kültürlerin, milli çıkar gruplarının da yükseldiğini görüyoruz. Küresel krizler, ekonomik çalkantılar, iç çatışmalar ülkelerin, genel iyiyi düşünmekten önce ajandalarında kendilerini ön plana almasına da sebep olmaktadır. Bir taraftan küresel sorunlara çözüm yaratırken bir taraftan da kendi ülkemizi, kendi topluluğumuzu öne çıkarmak için birlikte hareket edersek uzun vadede kazanan bizler olacağız. Sizler gibi kalifiye, entegrasyon kabiliyeti yüksek Türk gençlerinin uluslararası şirketlerde daha üst noktalara gelmesi siyasi ve ideolojik görüş ne olursa olsun hepimizin yararınadır. Sizlerin buradaki varlığı sayesinde Türkiye, Hollanda hatta birçok ülke arasındaki kazan kazan temelli ilişkiler gelişecektir”.
Biz Kimiz? Ben Şu An Kimi Temsilen Buradayım? “Biz Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) olarak çok büyük bir küresel ağın parçasıyız. Tamamen özel şirketlerden oluşan, gönüllü üyelik esasına dayalı fakat kamunun da belli bir alanda yetkilendirdiği bir kuruluşuz. Devlet bize iş dünyasının dış ekonomik ilişkilerini sen koordine etmeye çalış diyor, biz de buna “ticari diplomasi” diyoruz.
Ben Burada Hangi Şapkayla Bulunuyorum? DEİK’in 156 iş konseyinden bir tanesi Dünya Türk İş Konseyi (DTİK)’i Temsilen karşınızdayım. DTİK “diaspora diplomasisi” ile yetkilendirilmiş. DTİK’ te bizi, sizin politik duruşunuz, etnik geçmişiniz ilgilendirmiyor. Biz her vatandaşımızın iş bulmasını, iş bulduysa yükselmesini, daha iyi Pozisyonlara gelmesini, bir sermaye veya fikri varsa iş kurmasına destek olmayı istiyoruz. Sizi gerekli finans kanallarına ulaştırmak, doğru insanlarla tanışarak destek almana yardımcı olmak için buradayız. Bir fikrin mi var, arzun mu var bizim kapımızı çalabilirsin. Elimizden geldiğince birbirimizi kollamak, birbirimizden öğrenmek ve birlikte yükselmek için beraber hareket etmeliyiz çünkü bunu yapan toplumların kazançlı olduklarını gördük. Yönetilen değil yöneten takımında olalım.
Bu Sebeple Sizlerş DTİK’e Üye Olmaya Davete Ediyorum.”Üye olarak hem kendi kariyerinizi hem de Türk iş dünyasının küresel varlığını güçlendirebilirsiniz. Şimdi arkadaşlar DTİK’ in farklı farklı alanları var. Siz profesyonellere de iş insanlarına da farklı imkanlar sağlıyor. Biz her ikisine de güçlendirmek üzere yola çıktık. Örneğin bizim Birleşik Krallık ülke temsilcimiz Vodafone Grubunun Avrupa Bölgesi’nin üst düzey yöneticisi Serpil Timuray; Finlandiya’da temsilcimiz Nokia’da yine yönetici. Bir gün İngiltere’ye taşınmak istediğinizde, bir yere başvurduğunuzda sizleri gerekli kişilerle buluşturmak için çalışacağız. Şu an tam olarak bu noktada mıyız, hayır. Çünkü yeterince verimiz yok, profesyonel kısmımızı sizlerle geliştireceğiz. Avrupa’da 10 yüksek okul ve üniversitede gençlerimiz var siyasetçimiz avukatımız ve bürokratlarımız 100 bine yakın girişimcimiz var sizlerle beraber daha iyi bir noktayı hedefliyoruz. Biz 15-16 Eylül 2023 tarihlerinde İstanbul’ da bir Kurultay yaptık. 4500’ün üzerinde Türk ve yabancı iş insanı, sanatçı, sporcu, akademisyen, bürokrat, öğrenci katıldı. 1800’ün üzerinde görüşme yapıldı. Şu an bizim yapımız büyük şirketlere hitap ettiği için o şirketler kendi aralarında ithalat ihracat yapıyorlar. Ama bir sonraki Kurultay’da sizler sayesinde Türk profesyonelleri de bir araya getirdiğimiz ayrı bir bölüm olacak. Dolayısıyla sizlerle güç birliğine ihtiyacımız var. Yani bizler, büyük bir lobi gücü olmayı istiyoruz. Size bir haksızlık mı yapıldı? Biz orada sizinle beraber olmak, sizlerle güçlü olmak istiyoruz. Sesimizin güçlü çıkmasını istiyoruz. Türkiye’nin Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı diye bir devlet kurumu var, fakat bu bir devlet kurumu. Bizim gibi tamamen gönüllülük esasına dayalı bir yapı değil. Biz farklı olarak her renk platformundan herkesin oturup konuşabileceği bir çıkar grubuyuz. Herkes ticari ve ekonomik konuları ortak oturup konuşabilir. DTIK olarak Öğrencilerden herhangi bir ücret almıyoruz, onlara büyük önem veriyoruz çünkü onlar Türk toplumu olarak bizim geleceğimizin teminatı.
Sadece sizin istediğiniz yerlerde işe girmeniz için eğer bir katkımız olabiliyorsa, sizler zaten yeterince kalifiyesiniz, size yardımcı olmak adına çalışmak için buradayız. Birlikten güç doğar, hayaller bitmez ve başarının sırrı girişimci olduğunuzda cesaretli olursanız başarıyı yakalarsınız. Torunoğulları ailesi Hollanda’ya işçi olarak geldi, kardeşlerimle birlikte Hollanda’da yükselmek için sırtımızda Simtronic marka tencerelerini ev ev toplantılar düzenleyerek satışlarını yaptık. Daha sonra işi büyüterek Simtronic fabrikasının 40% hissesini aldık. Bünyemizde şu an itibariyle Avrupa’da 700’e yakın pazarlamacımız bulunmaktadır. Avrupa’da kazandıklarımızı Türkiye ekonomisine güvendiğimiz için Türkiye’de turizm ve inşaat sektöründe yatırımlar yapıyoruz” dedi.
Melike Hocaoğlu DTİK Gönül Elçisi, “Bu anlamlı etkinliğe ev sahipliği yapan DTIK Avrupa Temsilciler Kurulu Başkanı Sn. Turgut Bey ve salondaki çok kıymetli Türk topluluğu, hepiniz hoşgeldiniz, sizlere bugün eski bir DEIK ve DTIK çalışanı olarak hitap etmekten ve tecrübelerimi paylaşmaktan büyük bir onur ve mutluluk duyuyorum.
Konuşmama başlamadan önce kısaca kendimi tanıtmak isterim. Bilkent Uluslaralar İlişkiler mezunuyum, mezuniyetimden sonra bir sure İspanya’da yaşadım ve sonrasında DEIK ile yollarımız kesişti 2015-2021 yılları arasında DEIK Latin Amerika Direktörlüğünde çalıştım. Ülkemizin Latin Amerika ülkeleriyle ilişkilerinin ivme kazandığı bir donemde birçok tarihi ana tanıklık ettim.
2,5 senedir Hollanda’da yaşıyorum – Amsterdam Üniversitesinde Latin Amerika çalışmaları üzerine araştırma yapıyorum aynı zamanda Vrije VU Amsterdam üniversitesinde de Proje müdürüyüm.
Ben de bir çoğumuz gibi ekonomik ve sosyal sebeplerle Hollanda’ya taşınma kararı aldım, aynı zamanda bu ülkede daha farklı bir yasam alanım olacağını hissettiğim için bugün buradayım. Ama bu köklerimle olan bağımı kopardığım anlamına gelmiyor, evet keşke ekonomik ve sosyal şartlarımız daha iyi olsaydı ülkemizden ayrılmasaydık – bunu özellikle güneşe hasret kaldığım bu günlerde bir Akdenizli olarak çok hissediyorum.
Bugün bu toplantının hepimiz için güzel bir başlangıç olmasını temenni ediyorum, son donemde Avrupa’da artan ırkçı aşırı sağ akımlar bizim için önemli bir tehdit olabilir, buna karşı hepimizin bir çaba ve birlik içerisinde olması gerekiyor.
Hollanda’da 70 bin kişiye sağlanan iş imkanı ile Türk halkının Hollanda’nın Gayri Safi Yurtiçi Hasılasına katkısı oldukça fazladır. Bizler bu ülkeyi yuva olarak seçmiş insanlar olarak, bu ülkede kendimizi beyin göçü olarak değil Hollanda ekonomisine katkıda bulunan, aynı zamanda ülkesi ile de bağlarını koparmamış Türk diasporasının beyin güçleri olarak konumlandırmalıyız ve toplumdaki yerimizi güçlendirerek, birbirimizi daha yukarı taşımalıyız.
Hepimiz, Almanya’da Kovid aşısı bulunduğunda nasıl gururlandık, aşıyı bulan bilim insanlarımız Türkiye’yi önceliklendirme koşulu sundu, daha iyi bir fiyat verdi. Neden? Çünkü vatanı, çünkü gönül bağı var – bu salonda her birimizin siyasi görüşü ve dini inancı birbirinden çok farklı ama bugün Türkiye milli maçı olsa hep beraber büyük bir coşkuyla izleriz – çünkü hepimiz ayni ailenin bir parçasıyız- aramızdaki farklılıklar saymakla bitmez ancak ortak noktalarımızla bir birlik inşa etme çabasında olursak kazanırız.
Ben, Kendimi Türk diasporası’nın bir gönül elçisi olarak görüyorum. Bizler gibi eğitimli, donanımlı insanların bağlarını Türkiye ile koparmamasına aksine daha da güçlendirmesi gerektiğine inanıyorum. Elde ettiğimiz bilgi, deneyimi ve birikimi Türkiye’nin uluslararası arenada daha güçlü bir şekilde temsil edilmesi için kullanmalıyız. Siyasi partiler, kişiler geçicidir, ancak milletler ve bize miras kalan kültürümüz kalıcı.
Bu çatı altında kurduğumuz network, sadece bugünü değil, geleceği de şekillendirecek muazzam bir potansiyele sahip. Kendimden örnek vermek isterim Bugün Latin Amerika’da hangi ülkeye gitmek istesem, o ülkede bir Türk olarak köprüler kurabileceğim bir ağa sahip olmanın gururunu yaşıyorum. Bu da bu çatının sunduğu bir muazzam bir faydadır.
Bir anımı paylaşmak istiyorum – hepimizin bildiği gibi Türk dizileri sadece Türkiye’de değil dünyada da oldukça meşhur – Latin Amerika da bu coğrafyalardan biri hatta öyle bir hal aldı ki Arjantin- Sili – Paraguay’da çocuklarına Kemal ,Onur, Şehrazat gibi isimleri vermeye başladılar (1001 gecenin oyuncuları) – Fatma gülün sucu ne? -bu diziyi hepimiz duymuşuzdur bu diziden sonra – Que culpa tiene Fatmagül? – Şili’de halk arasında bir deyim haline geldi – bizzat tanık oldum.
Türkçe kursları ile beraber Türk kültürü yaygınlaşmaya başladı – Arjantin de bu ülkelerden birisiydi hatta öyle ki prime time’ da Türk dizileri futbol maçlarından daha çok seyredilir olmuştu – ve o donemde Türk kültürünün yayılması, tanınması, buna bir hayranlık duyulması Ermeni diasporasını oldukça rahatsız etti – Arjantin’de sırf bu etkinin önüne geçebilmek için kanal sahiplerine Türk dizilerinin yayından kaldırması için yüklü bir miktar para teklif ettiler aynı zamanda THY’nin River Plate futbol takıma sponsor olmasına bile engel olmaya çalıştılar. Yani aslında, diaspora, diasporanın gücü sandığımızdan daha önemli ve etkili bir kavram.
Son olarak, amacımız birbirimize destek olmak, ülkemizle bağlarımızı güçlendirmek ve başta da söylediğim gibi burada beyin gücü olarak kendimizi konumlandırmak ve birbirimizi yukarı taşımak olmalı.
Hepinize pazar günü vakit ayırıp burada bizlerle olduğunuz için teşekkür ederim.
Bu salondaki herkesi DTİK ’te aktif bir şekilde rol almaya davet ediyorum. Türkiye’nin kültür elçileri olmaya…dünyanın her yerinde çok üst düzey Türklerle aynı çatı altında olmaya, aynı ağın bir parçası olup bilgi birikimlerinden yararlanma şansına, aynı zamanda, kötü gününüzde size el uzatacak bir aile olmaya davet ediyorum. Gelin hep beraber bu aileyi büyütelim” dedi.
T.C. Rotterdam Başkonsolosu Sevgi Kısacık, “Sayın Büyükelçim, Dünya Türk İş Konseyi Avrupa Temsilciler Kurulu Başkanı ve DTİK Hollanda Temsilcisi Sayın Turgut Torunoğulları, Hollanda Türk toplumunun kıymetli iş insanları ve sivil toplum temsilcileri, saygıdeğer vatandaşlarımız, DTİK Hollanda Temsilciliği tarafından Hollanda’da yaşayan Türk iş insanlarını ve profesyonelleri biraraya getiren bu etkinlikte sizlerle birlikte olmaktan büyük memnuniyet duyuyorum.
Bildiğiniz gibi “expat” tabiri, doğup yetiştikleri ülkelerin dışında kariyerlerini sürdüren yüksek niteliklere sahip profesyonelleri tanımlamak için kullanılır. Başka ülkelerde sahip oldukları üstün nitelikler itibariyle yabancı sermayenin bünyelerine kattığı profesyoneller, parçası haline geldikleri kuruluşlar için önemli bir katma değer ifade ederler. Bugün burada, her biri kendi sektöründe ve dalında uzmanlaşmış, yüksek niteliklere sahip Türk profesyonellerini Hollanda iş dünyasındaki konumlarını ve Türkiye ile Hollanda arasındaki ekonomik ve ticari ilişkiler katkılarını ele almak, beklentilerini ve olabilecek sorunlarını öğrenmek üzere toplanmış bulunuyoruz. Bu fırsatı bizlere sunan DTİK Hollanda Temsilcisi Turgut Bey’e teşekkür ediyorum. Değerli misafirler, Hollanda’daki demografik gelişmelere baktığımızda, nüfusun giderek yaşlanmakta olduğunu ve hemen her sektörde yetişmiş, kendi alanında uzman insanlara olan ihtiyacın her geçen gün artmakta olduğunu görüyoruz. Hollanda makamları, ülkelerinin uluslararası çapta sahip olduğu yüksek rekabet gücünü muhafaza edebilmek için uzmanlığa sahip yabancılara olan ihtiyacın farkındadır. Bu itibarla, sizlerin kilit sektörlerde üstlendiğiniz pozisyonlar, başarılı kariyerlerinizin birer tasdiki olduğu kadar, marka haline gelmiş olan ülkemizin yetiştirdiği beyinlerin başarı göstergesidir. Bu yüzden Hollanda’daki mevcudiyetinize ve buradaki huzur ve mutluluğunuza büyük önem veriyoruz. Kıymetli konuklar, yaklaşık yarım milyon gücündeki Hollanda Türk toplumunun Hollanda’nın ekonomik ve ticari gelişimindeki ve bugün sahip olduğu refah devleti konumuna ulaşmasındaki katkıları yadsınamaz.
Bundan 60 yıl önce, Türkiye ile Hollanda arasında imzalanan iş gücü anlaşmasıyla Hollanda’ya gelmeye başlayan işçilerimiz, bu ülkenin atölyelerinde, fabrikalarında ve irili-ufaklı işletmelerinde helal alın terleriyle çalışarak, bu ülkenin kalkınmasında büyük rol oynadılar.
Aileleri ve çocuklarıyla birlikte Hollanda’yı kendi evleri saydılar.
Sahip oldukları feraset ve dirayet ile birlik ve beraberlik ruhuyla Hollanda toplumuna tam uyum sağlayarak, örnek vatandaşlar oldular.
60 yıl içinde edindikleri tecrübeler, uzmanlıklar ve girişimci ruhlarıyla işçi olarak geldikleri Hollanda’da iş veren konumuna yükseldiler. Bu yüzden kendileriyle ne kadar gurur duysak azdır. Bu ailenin ayrılmaz birer parçası olarak da siz Türk profesyonellerin bu ülkeye getirdiğiniz tecrübe, uzmanlık ve yenilikçi bakış açıları hem Türkiye Cumhuriyeti’nin Hollanda’daki temsilcileri olan bizler için, hem de Hollanda Türk toplumu için çok değerlidir.
Saygıdeğer misafirler, doğup büyüdüğünüz, yetiştiğiniz ve uzmanlaştığınız ülkeden başka bir ülkeye, ailelerinizle yerleşmenin ve profesyonel yaşantı devam etmenin elbette zorlukları vardır. Başkonsolosluğumuz, Lahey Büyükelçiliğimizin eşgüdümünde bölgemizde yerleşik vatandaşlarımıza her türlü konsolosluk hizmeti sunmanın yanısıra, olabilecek sorunlarınızın çözümünde her zaman yanınızdadır.
İstikbaliniz için kariyerlerinizi ve kişisel hayatlarınızı sürdürmek üzere geldiğiniz Hollanda’da ihtiyaç duyabileceğiniz her konuda sizlere destek olmaktan mutluluk duyacağız.
Cumhuriyetimizin 100’üncü yıldönümünü kutlayarak, Sayın Cumhurbaşkanımızca “Türkiye Yüzyılı” olarak tanımlanan ikinci asrımızda amacımız, Cumhuriyetimizin kurulduğu gündeki kararlılıkla çalışmaya devam ederek sizlere daha iyi hizmet verebilmektir.
Bu yolda hem yüz yıllık Cumhuriyet birikimlerinden hem de dört asrı aşkın tarihe sahip Türkiye-Hollanda ilişkilerinden güç alıyoruz.
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girdiğimiz bu yılda ayrıca hem işçilerimizin Hollanda’ya gelişinin 60’ıncı yıldönümünü, hem de Türkiye Cumhuriyeti ile Hollanda Krallığı arasındaki dostluk anlaşmasının 100’üncü yıldönümünü hep birlikte kutlayacağımız için sevinçliyiz.
Bu vesileyle, bu anlamlı buluşmayı düzenledikleri için Torunoğulları Ailesi’ne bir kez daha teşekkür ediyor ve hepinizi saygıyla selamlıyorum.
T.C. Lahey Büyükelçisi Selçuk Ünal, “DTİK Avrupa Temsilciler Meclisi Başkanı Sayın Turgut Torunoğulları, Edelstaal Grubu Yöneticisi Sayın Ertan Torunoğulları, Hollanda-Türk toplumunun kıymetli STK başkanları, Türk Hollanda basınının değerli mensupları ve kıymetli arkadaşlarımız, hepinize saygıyla selamlıyorum. Genelde bu gibi toplantıları Başkonsolosluklarımızda, vatandaş derneklerinde, camilerimizdeki cami derneklerinde veyahut kimi zaman hemşehri derneklerinde yapıyoruz, ancak bu defa DEİK-DTİK Avrupa-Hollanda Başkanımız kıymetli Turgut Bey’in, Edelstaal Grubu yöneticisi değerli Ertan Bey’in çalışmaları ile buradaki merkezlerinde ilk kez bu gibi bir toplantı yapıyoruz. O nedenle bu güzel ve gönüllü girişiminiz için hepinize çok teşekkür ediyorum. Hollanda’ya yeni gelen siz vatandaşlarımızla tanışmak, varsa dertlerinizi dinlemek için buradayız. Bugün burada bulunanlar tabiatıyla Hollanda‘ya yeni gelen vatandaşlarımızın sadece küçük bir bölümü. Burada bulunanlar eminim ki kendilerine daha iyi bir iş teklifi geldiği veya daha iyi bir ekonomik yaşam için geldiler. Açıkçası İngilizce “expatriate” tabirinin iyi bir tanımlama olmadığını düşünüyorum. Zira, 1960’larda buraya gelen vatandaşlarımız o dönem Türkiye’nin ve Hollanda‘nın koşullarına buraya geldiler. Onlar da o dönemin “expatriate”leri idi. Türkiye-Hollanda işgücü anlaşmasının imzalanmasının 60. yılını kutladığımız bu yıl onların 60 yıl önce gelip başlattıkları serüven sayısız başarılı örneklerle doludur. Bu nedenle, hepsine her zaman saygılı almak ve teşekkür etmek durumundayız. Bugün ise, sizin gibi olan arkadaşlarımız özellikle farklı sektörlerde farklı mesleklerde buraya geliyor. Kimi şirketlerde sayısız vatandaşımız var, kimi şirketlerde sayısız uzmanımız çalışıyor, kimi savunma sanayi sektöründe çalışmış arkadaşlarımız var. Dolayısıyla bu arkadaşlarımıza belki “Yeni Gelenler” diyebiliriz.
Bu vatandaşlarımız liselerine, üniversitelerine göre WhatsApp ya da facebook grupları kurmuşlar. Bu girişimlerin hepsi tabiatıyla çok kıymetli. Hepinizin öncelikle birbirinizle temasınızı sürdürmenizi arzu ederiz, ama bunun yanı sıra varolduğu zaman sorunlarınızı dinlemek, sizlere yardımcı olmak için de her zaman Büyükelçiliğimiz, üç Başkonsolosluğumuz, Müşavirlerimiz, Ataşelerimiz her zaman sizlere yardımcı olmaya hazır. Bunu bilmenizi samimiyetle isteriz. Bazen çalıştığınız şirkette veya Türkiye ile ilgili bir ilgili işinizde çok basit bir sorunuz, sorununuz olabilir. Bizlerle yapacağınız 5 dakikalık 1 telefon görüşmesi veya bir e-posta ile sandığınızdan kısa sürede konu çözülebilir ya da sizleri doğru yere, doğru şekilde yönlendirebiliriz. Her zaman sizlerle çalışmaya, sizlere hizmet vermeye hazırız.
Tabii ki yeni gelenlerin her zaman değişik soruları, sorunları olacaktır. Bunlardan biri çevreye alışma, ikincisi çocukların çevreye alışması, üçüncüsü muhtemelen eşlerin iş bulması olabilir. Burada sizlere verebileceğimiz en önemli tavsiye, öncelikle tabii ki yeniden iş arayanlar için eğer bir yabancı dil biliyorlarsa da bilmiyorlarsa da Hollandaca’yı mümkün olduğu kadar öğrenmeye ve vakıf olmaya çalışmanızdır. Belediyeler ücretsiz kurslar veriyor, veya kimi zaman özel kurslar, ücretli kurslar da olabiliyor. Burada çok sıkı bir iş gücü piyasası var, bu iş gücü piyasasına girmek isteyen tüm vatandaşlarımız her zaman Hollandaca bilmek konusunda sorulara muhatap olacak, bunu unutmamak lazım.
Burada 1960‘lardan itibaren var olan, kendini ispat etmiş, çalışmış, alınteri ile işçi olarak gelmiş işveren olmuş yoğun bir Türk kitlesi mevcut. Türkiye’den gelmiş olan bu kitlenin önemini yadsımamanızı dilerim, çünkü bu arkadaşlarımız, kardeşlerimiz, ağabeylerimiz en zor zamanlarda, en zor koşullarda, en zor işleri yaparak bu noktalara geldi. O nedenle onları gözardı etmemek, olduğunuz her yerde onlarla da kaynaşmak, onlarla da çalışmanızı tavsiye etmekten gurur duyuyorum, çünkü bizim iftihar ettiğimiz birinci, ikinci, üçüncü ve artık dördüncü kuşağı oluşturdular. Onların başarısı her zaman her yerde sizlerin de başarısı olacaktır.
Değişik kurumlarda, değişik şirketlerde çalışanlarınız var, bunların hepsi tabii ki çok önemli, ancak şunu da unutmamak gerekir: kimi zaman insanlar geri dönmek ister, aradığını bulduğu veya bulamadığı için. Öyle bir durumda, ülkeniz, ülkemiz her zaman sizin için oradadır. Bizlerle, buradaki toplumumuzla, ülkemizle iletişiminizi hiçbir zaman koparmamanızı tavsiye ediyoruz. Burada yerleşik Türkler, Türk toplumu, STKlarımız, şirketlerimiz ile bağlar kurmanızı, sıkıntılarımız olduğunda önce bizlere, onlara da gelmenizi öneriyoruz. Unutmayın ki buraya işçi olarak gelmiş olan birinci kuşak daha sonra sadece işçi kalmadı, müteşebbis oldu. Sadece Hollanda’da değil, sadece Türkiye’de değil, üçüncü ülkelerde de çok büyük yatırımlar yaptı. Onlarla gurur duyuyoruz.
Hepiniz çalıştığınız firmalarda hem firmanız için hem ülkemiz için hem çevreniz için katma değer yaratabilecek kapasitedesiniz. Tabii ki bir kısım arkadaşımız “Türkiye ile artık ne gibi bağlarımız olabilir” sorusunu kendisine sorabilir. Ama unutmayınız ki, sizler daha önce yurt dışına çıkmış değişik yerlerde eğitim ve çalışma amacıyla bulunmuş çok kıymetli vatandaşlarımızsınız. Sizin gibi başka vatandaşlarımız, ülkemize dönerek daha büyük işlerde görev aldı. TOGG CEO’su, Sayın Bayraktar, NASA’dan bugün ülkemize dönen mühendisimiz bu gibi vatandaşlarımıza son örnekler olarak eklenebilir.
Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılını 2023’te kutladık. Bu yıl ise, Sayın Cumhurbaşkanımızın işaret ettikleri Türkiye Yüzyılı’nın ilk yılıdır. Bu yıl ayrıca iki anlamlı yıl dönümünü idrak edeceğiz. 2024 Hollanda için iki önemli yıldönümüne rastlıyor. Türkiye-Hollanda İşgücü Anlaşmasının imzalanmasının 60. yıldönümü ve Türkiye Cumhuriyeti ile Hollanda Krallığı arasındaki Dostluk Anlaşmasının imzalanmasının 100. Yıldönümü kutlanıyor. Hollanda da Cumhuriyetimizi, Milli Mücadele’nin sonucunu 1924’de ilk tanıyan ülkelerden biri olmuştur. Bu yıldönümlerini de hep birlikte anacağız. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.
Hollanda Atatürk Müzesi sahibi Bülent Türker Konuşmacılara cercevelenmiş Atatürk pulları hediye etti.
Toplantı sonrası Edelstaal Group İnternational Simtronic şirketinin verdiği yemekleri itina ile hazırlayan İşadamı Yavuz Katkay toplantıya katılanların beğenisini kazandı. Yemek gec saatlere kadar sürdü katılımcıların birbirlerini tanıyıp kaynaşması sağlandı.
Haber ve Fotoğralar Mustafa Koyuncu – Den Bosch.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
GENEL
14 Ekim 2024GENEL
14 Ekim 2024GENEL
14 Ekim 2024GENEL
14 Ekim 2024GENEL
14 Ekim 2024GENEL
14 Ekim 2024GENEL
14 Ekim 2024